28 Şubat’ı ’90 larda Yaşamaya Başladık Bay’ım

1990 lı yıllardı…

Gençliğimizin en cafcaflı günleriydi.

Yaşları 14- 16-19 arası, İmam Hatip Lisesinde ve Ortaokulunda okuyan hoyrat öğrencilerden / gençlerdendik…

Malum.. İmam Hatip de okuyoruz….

Başımızda Gulyabani gibi dikilen  “Namaz kılınacak.. Kıl .. diye emirler veren, askeri disiplinle namaza götürülen ve fakat, kıldığı namazı niçin kıldığını anlamadan , kendilerine anlatılmadan 

‘uygun adım’  ‘namaza’ götürüldüğü günler…

Okuduğumuz okulda öğrenciler sopa zoruyla namaza götürülürdü.

İdareci ve öğretmenler, öğrencilerine; neden namaz kılmaları gerektiğini anlatmadan, neden ve nasıl iman etmeleri  anlatılmadan; “İmam hatip öğrencisi namaz kılar“ hesabıyla ellerinde sopa,

suratları sirke satar bir vaziyette Dine hizmet ettiklerini sanırlardı. 

Yediği dayaklardan dolayı okulu bırakan çok olmuştur.

O günlerde Okulumuza değişik öğretmenler tayin olurdu… Taşra da olduğumuzdan, gelen öğretmenler de fazla kalmak istemez, biran evvel farklı yerlere tayinlerini isterlerdi.

Bir gün okulumuza, İlahiyatçı idealist , genç bir öğretmen tayin oldu.

Asık suratlı, kuralcı, dediğim dedik, askeri birlik içerisindeki komutanı andıran  öğretmen ve idarecilerin aksine; Arkadaşca, kardeşçe bizlere yaklaştı.. Derdimizle dertlendi…

Bizlere İslamı anlattı.

Müslüman olmadan önce İnsan olmamız gerektiğini bizlere telkin etti.

Aramızda öğretmen öğrenci ilişkisinden çok arkadaş ve dost bir tavırla gönlümüzü kazandı.

Zamanla, Öğrenciler sopaya,dayağa gerek kalmadan kendi istekleri ile, isteyerek namaza gitmeye, caminin yolunu tutmaya başladılar.

Kitaplar Okumaya, Kuran Tefsirini Okumaya.. Başladılar..

Tefhimül Kur’an, Fizilalil Kuran, Okuyorlar,

Ali Şeriati , Seyyit Kutup, Hasan El- Benna, Mehmet Alagaş, okumaya başladılar…

Bu arada yukarıda bahsettiğimiz sözde idareciler bir şeylerin değişmeye başladığını hissetmeye başladılar…

Yıllardır elleri sopalı idareciler adeta aptallaştılar.

Makam,mevki,ve koltuk için yapmayacağı şeyi olmayan idareciler, Yeni gelen İlahiyatcı İdealist Öğretmene savaş açtılar.

Kendilerinin yapmadığı,yapamadığı girişimciliği  farklı birisinden görünce klasik savunma ve kulp takma yaftalama seansları başladı…

Bu idarecilerimiz, kendileri 90 lı yıllarda bizlere mini bir 28 Şubat yaşattılar.

Daha o yıllarda bizleri Mevdudi ve Seyyid Kutup’un tefsirleri okuduğumuz için Vahhabi,..

Ali Şeriati’nin kitaplarını okuduğumuz için İrancı ilan ettiniz….

İlçenin Merkez camii İmamına Cuma Hutbesinde Çocuklarınızı kötülüklerden, alıkoyun yerine  “Aman Cemaat dikkat edin Humeyniciler çoğaldı… Değişik değişik Kitaplar okuyorlar diye

bas bas bağırttığınız günleri unutmadık…

Daha sonra, 14-16 ve 19 yaşlarındaki gençlere savaş açıp Devlet Güvenlik Mahkemesine ve Milli eğitim bakanlığına şikayet edip müfettiş istediler..

Derslerimizde kırık notlar verdirip sınıfta koymaya çalıştılar…

Ortaokul talebesi bir arkadaşımıza, okulun camını kırma bahanesiyle, Tekme tokat girip…

“Sen bu Yaş’ta böyle olursan yarın senin önüne geçemeyiz, çağır babanı; yatağını yorganını topla git. Diye hakaretlerde bulunmuş ve Okuduğu kitaplardan dolayı küçücük çocuğu

Humeynici ilan etmişti.

Kütüphanede dövdüğünüz başka bir   öğrenci arkadaşımız ise, imam hatipi terk etti.

Gel sen bu insana dini anlat şimdi…..

Bu anlatıanlar bir çok olaydan sadece bir kaç örneği...

28 Şubatçıların 28 şubat 1000 yıl sürecek dedikleri gibi :Hiç unutamadığım bir sözleri vardır,"Ağzınızla kuş tutsanız bu okuldan sizi mezun etmeyeceğim ve sizleri gittiğiniz okullarda da engelleyeceğim"

.. Ve dediğini yaptı…

Nakil alıp  gittiğimiz başka imam hatip okullarında, bizleri engellemek için elinden geleni yapan bu zaatlara sormak isterim : Bu gençlerle neyin savaşını verdin.?

Şikayetlerde bulunup kime hizmet ettin ?

Velevki yanlış yapmış bile olsak….Daha bu öğrencilerin yaşı nee.. başı ne .

Bir insan hem Vahhabi hemde nasıl İrancı olur ?

28 Şubat bir turnusol gibi Müslümanların üzerinden gelip geçerken  bu insanlar bir deliğe girip saklandılar.

Bu şahıslar şimdi iktidarın verdiği güçle 28 Şubatı telin programları tertip ediyorlar.

Müslümanlara zulmedildi diye….

İyi güzel hoş…..

Bizlere yaptıklarınızdan ötürü bir pişmanlığınız varmı acaba… Gencecik çocukların okudukları Kitapları Koğuşlardan toplattırdınız da ne oldu…

Yenisini aldık yine okuduk…

Çeşitli bahanelerle Disiplin Kuruluna verirken hiç vicdanınız sızlamadı mı?

Şimdi Ne olacak?

En azından bir gönül almayı içerinizden geçirdiniz mi?

Helalleşmeyi düşündünüz mü hiç?

“Yanlış yaptık”  Erdemini gösterebilir misiniz….

Bizler 28 Şubattan Önce de 28 Şubat’ta da, sonrada hep meydanlardaydık…

15 Temmuzda ve sonrasında yine  meydanlarda olduk..

Mevki Makam gözetmeksizin…