Telafisi Olmayan Geçen Zamanın, Geçmeden Yönetimi ve 15 Temmuz Darbe Girişiminden Güzel Bir Örnek

Günlük hayat telaşesi içinde çoğumuzun önemsemediği, “Telafisi Olmayan Geçen Zamanın, Geçmeden Yönetimi” konusunda bazı küçük ancak çok önemli hatırlatmalarda bulunmak için fırsat buldukça yaklaşık 10 - 15 gündür bu yazı üzerine çalışıyordum. Yazıyı 18.07.2016 tarihinde sizinle paylaşmak niyetinde idim. Ancak 15.07.2016 tarihinde, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) milli irademize darbe girişimi nedeniyle oluşan ortamda yazıyı askıya aldım. Ancak Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın tatil yaptığı otelde 15 dakika gibi bir zaman diliminde kurtulmasını kamuoyu ile paylaşması üzerine konunun önemine ve tarihi bir canlı örnek olacağını düşünerek sizinle paylaşmak istedim.

Öncelikle milletimize geçmiş olsun dileklerimi sunuyor, Allah’tan şehitlerimize rahmet, gazilerimize acil şifalar, yakınlarına ile milletimize de başsağlığı ve sabır niyaz ediyorum.

Zaman, geçtikten sonra telafisi mümkün olmayan son derece değerli en önemli kaynağımız, sermayemizdir. Biz insanların yaratılış gayesini, Allah (C.C.) ayetinde kendisine ibadet etmesi olarak açıklamıştır. Bunun için hepimize bir ömür biçilmiş ve biçilen bu ömrü cüzi irademiz ile nasıl değerlendireceğimizi ölçmek suretiyle imtihana tabii tutmaktadır.

       Hem bu fani dünyada başarılı olmak hem de gerçek âlemde sonsuza dek huzur içinde yaşayabilmek için zaman sermayesini iyi kullanmak ve çok çalışmak zorundayız.

Bir hafta yedi gün, bir gün yirmi dört saat olduğuna göre, haftalık sermayemizi ortalama olarak nasıl değerlendirdiğimizi (harcadığımızı) aşağıdaki tabloda özet olarak görmekteyiz.

KİŞİSEL İŞLER	Haftada 89 saat
Bu kişisel işler;
Uyku (ortalama günlük 7 saat)	Haftada 49 saat
Yemek yeme (ortalama günlük 2 saat)	Haftada 14 saat
Giyinme (ortalama günlük 1 saat)	Haftada   7 saat
İşe gidiş geliş (ortalama günlük 1 saat)	Haftada   5 saat
Kendimiz, ailemiz ve evimiz için yapılması gereken işler  (ortalama günlük 2 saat)	Haftada  14 saat
GELİR ELDE ETMEK İÇİN İŞ	Haftada 40 – 50 saat
AİLE, EĞLENCE, EĞİTİM, OKUMA, HOBİ, BOŞ ZAMAN	Haftada 30 – 40 saat
TOPLAM HAFTALIK ZAMAN	HAFTADA 168 SAAT

 

Yine, ülkemizde ortalama 70 yıl yaşayan birinin, günlük rutin üzerinden; çalışma 9,uyku 8,ulaşım 2, beslenme 2,tuvalet 1, ibadet 1, hastalık 0.5, özel zaman 0.5 saat olduğu varsayılarak bir hesaplama yapıldığında zamanının, 26.3 yılı çalışmayla, 23.3 yılı uyku, 5.8 yılı ulaşımda, 5.8 yılı beslenmede, 2.9 yılı ibadet, 2.9 yılı tuvalet, 1.5 yılı hastalık, 1.5 yılı özel zaman ile geçmekte olduğu görülebilir.

Bununla birlikte zaman ile ilgili, aşağıdaki ifadelere hayatımız içinde çok sık olarak karşılaştığımız malumlarınızdır;

Zaman hiçbir zaman, yönetimimize girmez; biz ancak zaman içinde tutum ve davranışlarımızı yönetebiliriz; İsteyip de yapmaya zaman bulamadığımız şeyler, yeterince istediğimizden emin olmadığımız şeylerdir; Şu ana kadar çok isteyip de neye sahip olamadık? Zamandan kazanmak istiyorsak kayıplarımızdan başlamalıyız; Zaman yönetimi aslında “ Kendimizi Yönetmek” demektir

Çok değerli sermayemiz olan zaman yönetebilmek demek; hayatımızı cüzî irademizle yönetebilmek demektir. Zaman yönetimini başarabilmek için;

Kontrol edebildiğimiz olayları planlamak ve Kontrol edemediğimiz bizim dışımızdaki olayları yönetebilmek, çok önemlidir.

Bu konuda yapılmış birçok çalışma bulunmaktadır. Bunlardan kısa bir özeti aşağıda istifadelerinize sunmak istiyorum:

 

1. Planlama ve organizasyon yapılmalı: Etkin zaman kullanımı, düşünmeyi ve planlama yapmayı gerektirir. Eğer plan yapmadan harekete geçilirse, bir anlamda başarısızlık planlamış olur. İşlerimizi ve yapacaklarımızı kendimize uygun olacak bir şekilde düzenlemeliyiz. Bu işi daha zevkli bir hale getirmek için takvimimizde ya da not defterimizde renkli kalemler ve resimler kullanabiliriz. Bazı insanlar için yapacakları işleri kâğıtlara yazmak gerekir, bazıları ise bunu herhangi bir araç kullanmadan düşünerek yapar. Sonuç olarak “-meli, -malı” ları boş verip kendi yöntemimizi uygulamalıyız.
2. Amaç ve hedef belirlenmeli: Amaçlar hayatımıza ve zamanı kullanım biçimimize yön verir. Servetleriyle ünlü Teksaslı Hunt kardeşlere bu servetin sırrı sorulduğunda, “Öncelikle ne istediğinize karar vermelisiniz” demişlerdir. Mevcut olanaklarla ulaşılabilir, kesin ve ölçülü diğer bir deyişle gerçekçi amaçlar belirlenmelidir. Başarı için yola çıktığımızda bizi yönlendiren sadece gerçekçi amaçlarımız olacaktır. Amaçlar, başarılı olmak isteyen insanlara ihtiyaç duydukları yön duygusunu verir.
3. Yapılacak işler ve Öncelikler listesi oluşturulmalı: Bazı insanlar yapacakları işleri günlük olarak liste haline getirerek başarıya ulaşırlar. Girdilerimizi tanımladıktan sonra bize en çok verimi sağlayacak işler için zaman ayırmalıyız. Öncelikli yapacağımız işleri belirlemek için numaralandırma, harf verme ve renklendirme yöntemlerinden bize uygun olanı seçebiliriz. Önemli işlerimize daha fazla zaman ayırabilmek için yapılması gereken acil işleri hemen yapmalıyız. Yapılacak işler listemizdeki işlerin yanına yetişmesi gereken tarihi yazarsak öncelik sırasını belirlemiş oluruz.
4. Esneklik payı belirlenmeli: İşlerimizi planlarken olası duraksamalar ve problemler için esneklik payı bırakmalıyız. Zaman yönetim uzmanları bir işe ayrılacak zamanın yarısından daha azının esneklik payı olarak planlaması gerektiğini söylemektedirler. Bu şekilde ortaya çıkabilecek beklenmeyen olaylar ve olası duraksamalar için esneklik payı bırakılmış olur. Eğer iş sırasında başka şeyler tarafından engellenebileceğimizi ve ara vermek zorunda kalacağımızı düşünüyorsak, sadece rutin olarak yapılması gerekenleri planlamalıyız. Öncelikli işlerimiz için daha fazla zaman ayırmalıyız.
5. Biyolojik olarak en enerjik olunan zaman belirlenmeli: Gün içinde en verimli olduğunuz zamanı belirlemeliyiz. Sabahları mı, geceleri mi yoksa akşamüstü mü daha iyi çalışıyoruz? Bunu belirlemeniz gerekir. Etkili zaman yönetimi en iyi olduğumuz zamanı bilmeyi ve bu zamanı öncelikli işlerimize ayırmayı gerektirir.
6. Mükemmeliyetçi olmaktan kaçınmalı: Tabii ki, bazı işlerin diğerlerine göre daha mükemmel yapılması gerekir ancak mükemmeliyetçilik ve her küçük detay için fazla zaman ayırmak işleri geciktirebilir.
7.  Oyalanmaktan ve ertelemekten vazgeçilmeli: Eğer bir işi yapmaktan kaçınıyorsak, onu parçalara bölüp ve onu örneğin 15’er dakikalık küçük parçalar halinde tamamlamalıyız. Parça parça tamamlayarak sıkılmadan işi bitirebilirsiniz.
8. “Hayır” demeyi öğrenmeli: “Hayır” küçük ama söylenmesi zor bir kelimedir. “Hayır” diyebilmek için amaçlarımıza odaklanmak bize yardımcı olabilir. Öncelikle aklımızda bulundurmamız gereken şey bizim ve önceliklerimizin önemli olduğudur. Bunu yaptıktan sonra önemsiz işlere “hayır” diyebilmek kolaylaşır.
9.  Kendimize ödül verebilmeli: Küçük başarılarımızı bile kutlamalıyız. Her iş tamamlandıktan sonra kendimize bir ödül sözü verip, o işi tamamladıktan sonra verdiğimiz sözü tutmalı ve kendimizi ödüllendirmeliyiz. Bunu yapmak hayatımızdaki iş ve oyun dengesini korumamızı sağlayacaktır.

 

Özet olarak, zamanımızı dolayısıyla cüzi irademizle kendimizi yönetebilmek ve en büyük emanet olan evlatlarımıza fiili ve güzel örnek olabilmek için;

Kendimizi iyi bilmeli ve tanımalıyız. Performans eğrimizi çıkarmalıyız: Hangi saatte kendinizi zinde hissediyoruz, hangi saatte düşük hissediyoruz bilmeliyiz. Zor işleri kendimizi iyi hissettiğiniz zamanda yapmaya çalışmalıyız. Alışkanlıklarımızı, rutinlerimizi belirlemeli ve günde ne kadar süremizi aldığını ortaya koymalıyız.

Olumsuz olanları bir plan dâhilinde adım adım elemeli, olumlu olanları pekiştirerek ilerlemeliyiz.

Şunu da hiç akıldan çıkarmamak gerekir. Hep plan yapıyorum ama uygulayamıyorum dememek lazımdır. Çünkü en kötü plan plansızlıktan çok daha iyidir.

Her şeyin telafisi vardır ama geçen zamanın telafisi yoktur. Onun için zamanı iyi değerlendirmek gerekir. Bu konuda, Ebuzer-i Gıffari’tarafından nakledilen, Peygamberimiz Hz Muhammed (s.a.s) Efendimizin “Ey Ebazer; beş şeyin kadrini, beş şeyden önce bil: yaşlanmadan önce gençliğinin; hastalanmadan önce sağlığının; fakirleşmeden önce mali imkanlarının; (Boş ve istenmedik) meşgalelere müptela olmadan eli boşluğunun ve ölmeden önce hayatının.” hadisi şerifini hiç akıldan çıkarmamak gerekir.

Netice olarak, 15.07.2016 tarihinde, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) milli irademize darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele düzenlenen saldırıyı 15 dakika gibi çok kısa bir zaman dilimi ile atlatmasının zaman kullanımının önemine çok güzel canlı bir örnek olabileceğini düşünüyor ve darbenin önlenmesinde emeği geçen her kademedeki görevliler ile iradesine sahip çıkan milletimizi yürekten kutluyor ve YÜCE ALLAH’tan aziz milletimize böyle bir olayı bir daha yaşatmamasını niyaz ediyorum.

Zamanın en kısa birimi olan her anımızı dolu dolu geçirebilmek (bir an bile nefsimize ve şeytana uymamak) dileklerimin yanında selam ve dua ile.